Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan 31 Mayıs 2023 tarih ve 2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle, 7440 sayılı Kanun’la ihdas edilen “Ek Kurumlar Vergisi’nin”, 6183 sayılı Kanunun 48. maddesi kapsamında başvuru tarihinden itibaren 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesine olanak sağlandı.
İç Genelgede “Ek Kurumlar Vergisi” ibaresi kullanılmış ama tecil ve taksitlendirme kapsamına alınan verginin Kanun’da geçen ismi “ek vergi”. İç Genelge’de neden “Ek Kurumlar Vergisi” dendiğini tahmin edemiyorum. Ben aşağıda doğru ismi kullanacağım; “ek vergi”.
Makalenin yazımına neden olan gelişme ek verginin tecil ve taksitlendirilebilir olmasını sağlayan İç Genelge. Ancak makaleyi ek vergiyle sınırlı tutmayıp, genel olarak 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesinde düzenlenen tecil ve taksitlendirmeyle ilgili özelliği olan konuları hatırlatmak istedim.
1. Tecil düzenlemesi
Tecil düzenlemesi Amme Alacaklarının Tahsil Usulü Hakkında Kanun’un (6183 sayılı Kanun) 48. Maddesinde, konuyla ilgili açıklamalar da Seri: A Sıra No:1 Tahsilât Genel Tebliği’nin Birinci Kısım Dördüncü Bölümü’nün “I. Tecil” alt başlıklı bölümünde yer alıyor. Kanun’un 48/A maddesinde de vergiye uyumlu mükellefler için tecil müessesesi var ama bu makalede konuyu 48. madde kapsamında yapılan tecil ve taksitlendirmeyle sınırlı tutacağım.
Bir cümleyle özetlemek gerekirse ilgili madde, kamu borcunun vadesinde ödenmesi veya haczin uygulanması ya da haczolunmuş malların paraya çevrilmesi borçluyu çok zor duruma düşürecekse, borçlu tarafından yazı ile istenmiş ve teminat gösterilmiş olmak şartıyla, alacaklı kamu idaresince veya yetkili kılacağı makamlarca; kamu alacağı 36 ayı geçmemek üzere ve faiz alınarak tecil edilebileceğini söylüyor.
2. Tecil koşulları
Özetlediğim düzenlemeye göre kamu borcunun tecili ve taksitlendirilmesi için şu üç koşulun sağlanması gerekiyor:
– Borçlunun çok zor duruma düşecek olması
– Yazılı başvuru yapılması
– Teminat gösterilmesi
3. Tecil yetkilisi
Yasal düzenlemeye göre, Devlete ait amme alacaklarında tecil yetkisi ilgili Bakana ait. Ancak bu yetki devredilebiliyor. Yetki yayımlanan İç Genelgelerle kullanılıyor. Halen yürürlükte olan yetki sınırlarını belirleyen İç Genelge 24.12.2020 tarih ve 2020/1 sayılı Tahsilât İç Genelgesi.
4. Tecil ve taksitlendirme yetki sınırları
2020/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesinde yapılan belirlemelere göre yetki sınırları şöyle:
– Büyük Mükellefler Vergi Dairesi Başkanlığı için 3.000.000 TL
– Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıkları için 2.500.000 TL
– Diğer Vergi Dairesi Başkanlıkları için 2.000.000 TL
– Defterdarlıklar için 750.000 TL
– Bağımsız vergi daireleri için 200.000 TL (Bu tutar, Ankara, İstanbul ve İzmir Vergi Dairesi Başkanlıklarına bağlı vergi daireleri için 400.000 TL, diğer vergi dairesi başkanlıklarına bağlı vergi daireleri için 300.000 TL olarak uygulanıyor.)
– Bağımlı vergi daireleri için 50.000 TL
Yerel idarelerin yetki sınırını aşan tecil ve taksitlendirme taleplerini, Gelir İdaresi Başkanlığı değerlendiriliyor.
Motorlu taşıtlar vergisi ve bu vergiye ait zam ve faizlerde, borcun tutarına bakılmaksızın vergi daireleri tarafından tecil yapılabiliyor.
5. Tecil edilebilecek vergiler
6143 sayılı Kanun’un 48. maddesinde, tecil yetkisini kullanacak ve bu yetkiyi devredecek makamlara, tecil edilecek kamu alacaklarını tür ve tutar olarak belirleme konusunda yetki verilmiş. Bu çerçevede Gelir İdaresi yayımladığı İç Genelgelerle, tecil edilecek/edilmeyecek vergi ve harçları belirliyor.
Tecil edilemeyen, yaygın olarak karşılaşılan vergi ve harçlar şunlar: geçici vergi, özel tüketim vergisi, banka ve sigorta muameleleri vergisi, özel iletişim vergisi, harçlar (ikmalen tarhiyata dayanan tapu harçları hariç).
Katma değer vergisi tecil edilemeyecek vergiler arasında iken, 20 Haziran 2016 tarihinde yayımlanan 2016/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’yle kapsama alındı. Dolayısıyla katma değer vergisi borçları için de tecil ve taksitlendirme istenebilir.
Yukarıda da belirttiğim gibi, Gelir İdaresi Başkanlığı’nca yayımlanan 31 Mayıs 2023 tarih ve 2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesiyle, ek verginin 6183 sayılı Kanun’un 48. maddesi kapsamında başvuru tarihinden itibaren 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesine olanak sağlandı.
6. Tecil talep edebilecek olanlar
Kamu alacağının tecili, ödemenin veya zorla tahsille ilgili uygulamaların borçluyu çok zor duruma düşürecek olduğu hallerde yapılabiliyor.
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunan borçluların “çok zor durumda” olup olmadıklarının tespitinde, likidite oranı kullanılıyor ve bu oran sonucunda tespit edilen çok zor durum derecesine uygun olarak tecil süresi belirleniyor. Bilanço esasına göre defter tutan borçluların çok zor durum halinin tespitinde kullanılacak formül şu:
Likidite Oranı = (Dönen Varlıklar- Stoklar) / Kısa Vadeli Yabancı Kaynaklar
2014/1 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’ne göre, borcun tecil edilip edilmeyeceği, tecil edilecekse tecil süresi şu şekilde belirleniyor:
– Likidite oranının 1’den büyük olması durumunda borç tecil edilmiyor.
– Likidite oranının 1 veya 1’den küçük ve 0,50’den büyük olması durumunda 18 aya kadar tecil yapılabiliyor.
– Likidite oranının 0,50 veya 0,50’den küçük olması durumunda ise borçlar 36 aya kadar tecil edilebiliyor.
Yerel idareye tanınan 18 ve 36 aylık süreler azami süreler. Tecil süresinin tespitinde, borçlunun öteden beri borç ödemede iyi niyetli olup olmadığı, borç tutarının az veya çok oluşu, daha önce tecil edilen borçlarını tecil şartlarına uygun ödeyip ödemediği ve ödeme gücü göz önünde bulunduruluyor. Ayrıca Vergi Dairesi Başkanlıkları ve Defterdarlıklar sınır dahilinde, kendilerine bağlı her bir vergi dairesi için farklı tecil yetkisi belirleyebiliyor.
2016/2 sayılı Genelge’de, katma değer vergisi alacakları için farklı bir süre belirlenmiş. Bu vergiden kaynaklanan borçlar ancak altı ayı geçmeyecek şekilde, azami altı taksit olarak yeniden yapılandırılabiliyor.
2023/2 sayılı Tahsilat İç Genelgesi’nde de ek verginin 12 ayı geçmeyecek şekilde tecil ve taksitlendirilmesine olanak sağlanmış durumda.
7. Teminat gösterilmesi
Tecil ve taksitlendirme kural olarak teminat gösterilmiş olmak şartıyla yapılabilir. Ancak borçlunun alacaklı tahsil daireleri itibariyle tecil edilen borçlarının toplamı 50.000 lirayı geçmemesi halinde teminat şartı aranmaz. Bu tutarın üzerindeki borçların tecilinde, gösterilmesi zorunlu teminat tutarı 50.000 lirayı aşan kısmın yarısıdır.
Herhangi bir haciz uygulaması olmadan tecil edilen borçlar için alınan teminatlar; tecil şartlarına uygun olarak yapılan ödemeler sonucunda kalan tecilli borç tutarının, zorunlu teminat tutarının altına inmesi durumunda yapılan ödemeler nispetinde ve bölünebilir nitelikte olması şartıyla iade edilir.
8. Başvuru gereği
Tecil ancak borçlunun yazılı başvurusu üzerine yapılabilir. Borçlarının tecil ve taksitlendirilmesini talep eden borçluların, “Tecil ve Taksitlendirme Talep Formu” ile müracaat etmeleri gerekiyor.
Form, Gelir İdaresi Başkanlığının internet sitesinde yer alıyor.
9. Tecil talebinin kabulü zorunlu değil
Tecil, talep edilmesi halinde alacaklı kamu idaresi veya tahsil dairesi tarafından zorunlu olarak yerine getirilmesi gereken bir işlem değil. Alacaklı idare, zamanında ödenmeyen kamu alacağı için icra takibine başlama veya icrayı devam ettirme halinde borçlunun çok zor durumda kalacağını öngörür ve takdir ederse, yasal düzenleme çerçevesinde alacağını tecil edebilir ve taksitlendirebilir.
10. Borcu yoktur yazısı alınması
Genel Tebliğ’de yer alan düzenlemede, “tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil dairesine borcu bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi” tecil şartı olarak belirlenmiş durumda. Tebliğe göre, kendilerine tecil ve taksitlendirme yetkisi verilmiş olanlar, yaptıkları tecil ve taksitlendirme işlemlerinde getirilen bu şartı da ihtiva eden örneği Tebliğ ekinde yer alan talimat yazısını kullanarak tecil talebini sonuçlandırıyorlar ve bu talimatta yer alan hususları borçluya tebliğ ediyorlar. Bu genel düzenleme.
Bir de geçici düzenleme var. Onu da özetleyeyim.
25 Şubat 2023 tarihli Resmî Gazete’de yayımlanan Tahsilat Genel Tebliği’yle (Seri: B Sıra No: 17) Tahsilat Genel Tebliği Seri: A Sıra No: 1’in tecille ilgili açıklamaların yer aldığı bölümde yapılan değişiklikle, 31 Temmuz 2023 tarihine kadar yapılacak “borcun bulunmadığını gösterir belge talepleri” için, “tecil edilen borç tutarının %10’u ödenmedikçe ilgili tahsil dairesine borcu bulunmadığını gösteren yazının verilmemesi” şartının aranılmaması öngörülmüş durumda.
11. Tecil faizi oranı ve tecilin maliyeti
Tecil edilen vergi borçlarına halen yıllık %24 tecil faizi hesaplanıyor. Ödenen tecil faizi de gider kaydedilemiyor. Dolayısıyla, kazanç elde eden ve vergi ödeyen mükellefler için, gerçekte tecilin maliyetinin daha fazla olduğunu söylemek mümkün.
12. Faiz oranı değişirse ne olur?
Tecil talep edildikten veya tecil işlemi yapıldıktan sonra tecil faiz oranı değişebilir. Bu durumda uygulamanın ne olacağı şu şekilde özetlenebilir:
a) Tecil faiz oranı düşerse: Oran değişikliğinden önceki başvuruya dayanılarak tecil edilecek borçlara, başvuru tarihinden değişiklik tarihine kadar geçen süre için eski oran, değişiklik tarihinden itibaren yeni oran; oran değişikliğinden önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan borçlara yeni oranın yürürlüğe girdiği tarihe kadar eski oran, bu tarihten sonra ödenmesi gereken taksit tutarlarına yeni oran uygulanır.
b) Tecil faizi oranı yükselirse: Oran değişikliğinden önceki başvurulara dayanılarak tecil edilecek borçlar ile faiz oranındaki değişiklikten önce tecil edilmiş ve tecil şartlarına uygun olarak ödenmekte olan borçlara tecil şartlarına uygun olarak ödendikleri sürece, başvuru tarihinden itibaren eski tecil faiz oranı uygulanır.
13. Faiz tutarının hesaplanması
Tecil faizi oranı yıllık olarak belirlenmiştir. Basit faiz usulü kullanılarak başvuru tarihinden ödeme tarihine kadar geçen süre için ödenecek taksit tutarları üzerinden hesaplanır.
Tecil faizinin hesaplanmasında kullanılan basit faiz usulü formülü aşağıdaki gibi:
Tecil Faizi = (Taksit Tutarı x Yıllık Tecil Faizi Oranı x Gün Sayısı) / 36.000
14. Erken ödeme
Tecil ve taksitlendirme talebinde bulunanların, tecil edilen borçlarını taksit ödeme sürelerinden önce ödemesi mümkün. Bu durumda, erken ödenen tutara, tecil başvuru tarihinden ödemenin yapıldığı tarihe kadar geçen süre için tecil faizi hesaplanır.
15. Tecil şartlarına uyulmaması
Tecil ve taksitlendirme şartlarına uyulmaması halinde, örneğin taksitlerin zamanında ödenmemesi durumunda, tecil geçerliliğini kaybeder. Bu durumda, teminat paraya çevrilir ve vergi dairesince alacağın tahsili işlemlerine başlanır.
Tecilin geçerliliğini kaybetmesi durumunda, tecil edilen borçlara normal vade tarihinden, ödenen borcun ödeme tarihlerine kadar gecikme zammı hesaplanır. Yapılan taksit ödemeleri borca mahsup edilir. Bu borçlar için daha önceden ödenmiş olan tecil faizleri, hesaplanan gecikme zammına mahsup edilir.
16. Tecilin geçerli sayılması
Tecil şartlarını ihlal edenlerin, tecilin geçerli sayılması için tecile yetkili makamlara yapacakları başvuru üzerine bu makamlarca gerekli değerlendirme yapıldıktan sonra tecilin geçerli sayılmasına karar verilebilir.
Tecil şartlarının ihlal edilmiş olması, gerekli şartların oluşmuş olması halinde daha önce tecil edilmiş olan alacağın yeniden tecil edilmesine engel değildir.
kaynak: https://www.ekonomim.com/kose-yazisi/ek-verginin-tecili-ve-taksitlendirilmesi/697117