Ülkemizde vergi konuları gündemden hiç düşmez, ancak son günlerde vergi konuları fazlasıyla gündemde yer almaya başladığı gibi beraberinde bazı tedirginliklere de yol açtı. Bunun sebebi, uygulanmakta olan vergi sistemimizde gelinen noktada hem teoride hem de pratikte sürdürülebilir adil bir sistem oluşamamış olmasıdır.
Vergi uygulamalarına ilişkin son günlerde gündeme düşen başlıca konular;
-İlk olarak, 1/10/2025 itibariyle yürürlüğe giren KURGAN sistemi.
-1/1/2026 tarihinde yürürlüğe girmesi beklenen MASAK tebliğ taslağı.
-Yüksek belirlenen emlak vergisi rayiç değerlerine sınırlama getirileceği.
-Düşük gelir beyan eden bazı serbest meslek erbaplarına yıllık faaliyet harcı getirileceği.
-Mülk sahiplerinin mesken kira gelirlerine stopaj uygulaması getirileceği.
-Gündemden hiç düşmeyen vergi affı beklentisi.
KURGAN’ın kurbanı olmayın!
Yapay zekâ destekli Kuruluş Gözetimli Analiz (KURGAN), Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının açıklamış olduğu sistemle 01.10.2025 tarihinden itibaren sahte belge düzenlemeyi ve kullanma risklerini geçmiş dönemlerden ziyade cari döneme yönelik olarak anlık tespit edecektir. KURGAN, Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı Risk Analiz Merkezi tarafından geliştirilen cari veriler ile çalışan, işlem riskini ölçen, büyük veri analitiğini kullanarak ekonomideki işlemleri anlık olarak tarayan bir vergisel risk analiz sistemidir.
Bu sistem, doğru uygulanabilirse son yılların en başarılı sistemi olabilir. Ancak, yeterince tanıtılmadan uygulamaya konulması, dürüst mükellefleri ve meslek mensuplarını tedirgin etmiştir. Bize göre, dürüst mükelleflerin ve meslek mensuplarının tedirgin olmalarına gerek yoktur. Ancak, dürüst olmayan mükellefler ve meslek mensuplarının tedirgin olmaları çok doğal. Dolayısıyla, dürüst mükelleflerin ve meslek mensuplarının sistemin kurbanı olmaması için gerekli hassasiyetin gösterilmesi gerekiyor.
MASAK tebliğ taslağı
Finansal kuruluşlar aracılığıyla gerçekleştirilen eft, havale ve nakit işlemlerde şeffaflığı arttırmak, kayıt dışılığı önlemek ve finansal sistemin güvenliğini güçlendirmek amacıyla, 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girmek üzere Mali Suçları Araştırma Kurulu (MASAK) genel tebliği taslağı hazırlandı. Yakında Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.
MASAK Genel Tebliği (Sıra No: 30) taslak olarak 1/8/2025 tarihinde MASAK’ın internet sayfasında yayımlanmış olup, 18/8/2025 tarihine kadar kamuoyunun görüş ve önerilerine sunulmuş. Bu Tebliğ, Suç Gelirlerinin Aklanmasının ve Terörün Finansmanının Önlenmesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yönetmeliğine dayanılarak hazırlanmıştır. Bazı şüpheli işlemlerde, gerekirse hesaplara tedbir konulması gibi yaptırımlar da söz konusu olabilecek.
Taslak çalışmaya göre;
-Finansal kuruluşlar, işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı, 200.000 TL ile 2.000.000 TL (bu tutarlar dahil) arasındaki nakit işlemlerde işlemin mahiyetinin beyanı için müşteriye en sık kullanılan işlem türlerini seçenek olarak sunar. Bu seçeneklerin müşteri tarafından seçilmesi durumunda, işlemin mahiyetine ilişkin olarak en az 20 karakter uzunluğunda işlem açıklaması temin edilir.
-Finansal kuruluşlar, işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tutarı 2.000.001 TL ile 20.000.000 TL (bu tutarlar dahil) arası nakit işlemlerde işlemin mahiyetinin beyanı için Nakit İşlem Beyan Formunun doldurulmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu seçeneklerin müşteri tarafından seçilmesi durumunda, işlemin mahiyetine ilişkin olarak en az 20 karakter uzunluğunda işlem açıklaması temin edilir.
Bu uygulama, doğru ve gecikmiş bir uygulamadır. Ancak, izahata ve beyana tabi ilk dilim rakamın 200 bin lira üstü ile uygulamaya konulması yerine, öncellikli ikinci dilim olan 2 milyon lira ve 20 milyon lira üstü para hareketlerine uygulanması daha doğru olacaktır.
Yüksek belirlenen emlak vergisi rayiç değerlerine sınırlama getirileceği.
Bilindiği gibi, daha önce arsa ve araziler için dört yılda bir belirlenecek olan emlak vergi değerinin tespitiyle ilgili asgari arsa ve arazi metrekare birim değer takdirleri belirlendi. Bu değerler önümüzdeki dört yıl için (2026- 2029) uygulanacak olup, özellikle İstanbul’da bazı ilçelerde emlak vergisi değerlerindeki artışın yüzde 500’lere ulaştığı kamuoyuna yansımış durumda. Her dört yılda bir gündeme gelen konunun önceki yıllarda olduğu gibi yine çok sayıda yargıya başvuru oldu.
Gelen yoğun tepkiler üzerine; hükümet tarafından hazırlanan tasarıyla önümüzdeki günlerde TBMM’ne gelecek olan vergi paketinde, ilgili değerlere sınırlama getirileceği, artışın yüzde 50 ile sınırlandırılması ve her yıl yeniden değerleme oranında artırılması gümde.
Bazı mesleklere yıllık faaliyet harcı getirileceği
Uzun yıllardır konuşulan ve tartışılan bir başka konu ise, bazı serbest meslek erbaplarının fiş fatura vermedikleri, açıktan para aldıkları, çok düşük gelir beyan ettikleri, daha da ötesi yanlarında çalışan asgari ücretli bir kişinin yıllık ödediği vergiden daha az vergi ödedikleri olmuştur. Yakında TBMM’ye sunulacak vergi paketine eklenmesi düşünülen düzenleme ise, başta doktor, avukat ve emlak komisyoncularına yıllık faaliyet harcı uygulaması getirilmesi olmuştur.
Bize göre; bu uygulama çok yanlış olup arzu edilen sonuç elde edilemez. Bilindiği gibi, vergi gelirlerimiz, gelir üzerinden alınan vergilerden (dolaysız vergiler) ziyade harcama üzerinden alınan vergilerden (dolaylı vergiler) oluşmaktadır. Getirilmesi düşünülen yıllık harç uygulaması da bir nevi dolaylı vergidir. Daha da ötesi, bu meslek mensupları içerisinde dürüst çalışıp gelirini tam beyan edenlerin nasıl ayrı değerlendirileceği merak konusu. Bunun yerine, bu tür meslek gruplarına yönelik yapay zekâ destekli ciddi denetimlerle gelir üzerinden alınacak vergilerin artırılmasıdır.
Mesken kiralarına da stopaj uygulanacağı
İdare, birçok konuda olduğu gibi gerçek kişilere ait kira gelirlerinde yıllardır devam etmekte olan kayıt dışılıkla mücadelede arzu edilen başarıya ulaşamamıştır. Düşük kontrat yapılması, elden kira tahsil edilmesi gibi durumlar maalesef devam etmektedir. Bilindiği gibi, uzun yıllardır gerçek kişilere ait işyeri kira gelirlerine %20 stopaj uygulanmaktadır.
Son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde, yakında TBMM’ye gelecek vergi paketinde gerçek kişilere ait mesken kira gelirlerine de %20 stopaj uygulaması düşünülmekte. Bize göre, bu son derece hatalı ve başarısız bir sistem olacaktır. Bu durumda, stopaj yükü kiracılara yansıyacağından daha çok düşük kontratlara ve vergi kaybına yol açacaktır.
Gündemden hiç düşmeyen vergi affı
Bilindiği gibi, ülkemizde neredeyse 2-3 yılda bir çeşitli vergi afları çıkarıldı. Tüm aflarda olduğu gibi, arzu edilen sonuç alınamadığı için hep tekrarlandı. Durum böyle olunca, vergi mükellefleri de bu yıl yine vergi affı beklentisi içerisine girmiş bulunuyor. Genel olarak vergi aflarına karşıyım ancak gelinen noktada aşağıdaki “reform” niteliğindeki önerilerimi tekrarlama ihtiyacı duydum.
-Ticari ehliyete sahip 18 yaş ve üzeri tüm vatandaşlar (bazı istisnalar hariç) mevcut varlıklarını (menkul, gayrimenkul) bir defalık en geç 31/12/2025 tarihine kadar Hazine ve Maliye Bakanlığı’na beyan etmeli. Beyan edilecek varlıklar üzerinden bir defalık %1-2-3 oranında vergi alınmalı. Beyan edilen varlıklar, dönem başı varlık olarak kabul edilerek 31/12/2025 tarihi milat kabul edilmeli. Düzenleme sonrası, 1/1/2026 tarihinden itibaren kişilerin varlıklarında meydana gelen artış ve para hareketleri sorgulanmalı, nereden buldun denilebilmeli.
-Kayıt dışılığı önlemek için, 1/1/2026 tarihinden itibaren E-Devlet sistemi üzerinden ticari ehliyete sahip herkesin yıllık gelir vergisi beyanında bulunması sağlanmalı.
-Mevcut vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişi kuruluşlar için ise; son bir defalık biriken borçlara yapılandırma, matrah artışı, stok affı, fiktif hesaplar v.b bir af düzenlemesi yapılmalı.
Sonuç olarak; adil bir vergi sistemi için, tüm vergi kanunlarının güncellenerek, gereksiz ve haksız hükümlerin kaldırılarak dolaysız vergiler yerine dolaysız vergilere ağırlık verilmeli. Geçici ve tabiri caizse günü kurtarmak yerine kalıcı ve sürdürülebilir çözümler üretilmesiyle daha sağlıklı bir vergi sistemine kavuşmak önemli bir beklentidir. Sorunların tekrar etmemesi için, tüm taraflar üzerine düşen sorunlulukları yerine getirmelidir.