Ana Sayfa GENEL 16 Ekim 2025 7 Görüntüleme

MEVZUATIN İÇİNDEN / Talha APAK – YMM.

Ülkemizde vergi konuları gündemden hiç düşmez, ancak son günlerde vergi ko­nuları fazlasıyla gündemde yer almaya başladığı gibi be­raberinde bazı tedirginliklere de yol açtı. Bunun sebebi, uy­gulanmakta olan vergi siste­mimizde gelinen noktada hem teoride hem de pratikte sürdü­rülebilir adil bir sistem oluşa­mamış olmasıdır.

Vergi uygulamalarına ilişkin son günlerde gündeme düşen başlıca konular;

-İlk olarak, 1/10/2025 itiba­riyle yürürlüğe giren KURGAN sistemi.

-1/1/2026 tarihinde yürürlü­ğe girmesi beklenen MASAK teb­liğ taslağı.

-Yüksek belirlenen emlak vergisi rayiç değerlerine sınırla­ma getirileceği.

-Düşük gelir beyan eden bazı serbest meslek erbaplarına yıllık faaliyet harcı getirileceği.

-Mülk sahiplerinin mesken kira gelirlerine stopaj uygulama­sı getirileceği.

-Gündemden hiç düşmeyen vergi affı beklentisi.

KURGAN’ın kurbanı olmayın!

Yapay zekâ destekli Kuruluş Gö­zetimli Analiz (KURGAN), Hazine ve Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığının açıklamış olduğu sistemle 01.10.2025 tari­hinden itibaren sahte belge dü­zenlemeyi ve kullanma riskleri­ni geçmiş dönemlerden ziyade cari döneme yönelik olarak anlık tespit edecektir. KURGAN, Vergi Dene­tim Kurulu Başkanlığı Risk Analiz Merkezi tarafından geliştirilen ca­ri veriler ile çalışan, işlem riskini ölçen, büyük veri analitiğini kul­lanarak ekonomideki işlemleri an­lık olarak tarayan bir vergisel risk analiz sistemidir.

Bu sistem, doğru uygulanabilir­se son yılların en başarılı sistemi olabilir. Ancak, yeterince tanıtıl­madan uygulamaya konulması, dürüst mükellefleri ve meslek mensuplarını tedirgin etmiştirBize göre, dürüst mükelleflerin ve meslek mensuplarının tedirgin olmalarına gerek yoktur. Ancak, dürüst olmayan mükellefler ve meslek mensuplarının tedir­gin olmaları çok doğal. Dolayısıy­la, dürüst mükelleflerin ve meslek mensuplarının sistemin kurbanı olmaması için gerekli hassasiye­tin gösterilmesi gerekiyor.

MASAK tebliğ taslağı

Finansal kuruluşlar aracılı­ğıyla gerçekleştirilen eft, hava­le ve nakit işlemlerde şeffaflığı arttırmak, kayıt dışılığı önlemek ve finansal sistemin güvenliğini güçlendirmek amacıyla, 1 Ocak 2026’da yürürlüğe girmek üze­re Mali Suçları Araştırma Kuru­lu (MASAK) genel tebliği tasla­ğı hazırlandı. Yakında Resmi Ga­zete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi bekleniyor.

MASAK Genel Tebliği (Sıra No: 30) taslak olarak 1/8/2025 tarihinde MASAK’ın internet sayfasında yayımlanmış olup, 18/8/2025 tarihine kadar ka­muoyunun görüş ve önerilerine sunulmuş. Bu Tebliğ, Suç Gelir­lerinin Aklanmasının ve Te­rörün Finansmanının Önlen­mesine İlişkin Yükümlülüklere Uyum Programı Hakkında Yö­netmeliğine dayanılarak hazır­lanmıştır. Bazı şüpheli işlemler­de, gerekirse hesaplara tedbir ko­nulması gibi yaptırımlar da söz konusu olabilecek.

Taslak çalışmaya göre;

-Finansal kuruluşlar, işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantı­lı birden fazla işlemin toplam tutarı, 200.000 TL ile 2.000.000 TL (bu tutarlar dahil) ara­sındaki nakit işlemler­de işlemin mahiyetinin beyanı için müşteriye en sık kullanılan işlem türlerini seçenek olarak sunar. Bu seçeneklerin müşteri tarafından se­çilmesi durumunda, iş­lemin mahiyetine ilişkin olarak en az 20 karakter uzunluğunda işlem açıklaması temin edilir.

-Finansal kuruluşlar, işlem tutarı ya da birbiriyle bağlantılı birden fazla işlemin toplam tuta­rı 2.000.001 TL ile 20.000.000 TL (bu tutarlar dahil) arası na­kit işlemlerde işlemin mahiyeti­nin beyanı için Nakit İşlem Be­yan Formunun doldurulmasını sağlamakla yükümlüdür. Bu se­çeneklerin müşteri tarafından seçilmesi durumunda, işlemin mahiyetine ilişkin olarak en az 20 karakter uzunluğunda işlem açıklaması temin edilir.

Bu uygulama, doğru ve gecik­miş bir uygulamadır. Ancak, iza­hata ve beyana tabi ilk dilim ra­kamın 200 bin lira üstü ile uy­gulamaya konulması yerine, öncellikli ikinci dilim olan 2 mil­yon lira ve 20 milyon lira üstü para hareketlerine uygulanması daha doğru olacaktır.

Yüksek belirlenen emlak vergisi rayiç değerlerine sınırlama getirileceği.

Bilindiği gibi, daha önce arsa ve araziler için dört yılda bir be­lirlenecek olan emlak vergi de­ğerinin tespitiyle ilgili asgari ar­sa ve arazi metrekare birim değer takdirleri belirlendi. Bu değerler önümüzdeki dört yıl için (2026- 2029) uygulanacak olup, özel­likle İstanbul’da bazı ilçelerde emlak vergisi değerlerindeki ar­tışın yüzde 500’lere ulaştığı kamuoyuna yansımış durumda. Her dört yılda bir gündeme ge­len konunun önceki yıllarda ol­duğu gibi yine çok sayıda yargıya başvuru oldu.

Gelen yoğun tepkiler üzerine; hükümet tarafından hazırlanan tasarıyla önümüzdeki günlerde TBMM’ne gelecek olan vergi pa­ketinde, ilgili değerlere sınırlama getirileceği, artışın yüzde 50 ile sınırlandırılması ve her yıl yeni­den değerleme oranında artırıl­ması gümde.

Bazı mesleklere yıllık faaliyet harcı getirileceği

Uzun yıllardır konuşulan ve tartışılan bir başka konu ise, ba­zı serbest meslek erbaplarının fiş fatura vermedikleri, açıktan para aldıkları, çok düşük gelir be­yan ettikleri, daha da ötesi yanla­rında çalışan asgari ücretli bir ki­şinin yıllık ödediği vergiden daha az vergi ödedikleri olmuştur. Ya­kında TBMM’ye sunulacak ver­gi paketine eklenmesi düşünü­len düzenleme ise, başta doktor, avukat ve emlak komisyoncu­larına yıllık faaliyet harcı uygu­laması getirilmesi olmuştur.

Bize göre; bu uygulama çok yanlış olup arzu edilen sonuç el­de edilemez. Bilindiği gibi, vergi gelirlerimiz, gelir üzerinden alı­nan vergilerden (dolaysız ver­giler) ziyade harcama üzerinden alınan vergilerden (dolaylı ver­giler) oluşmaktadır. Getirilmesi düşünülen yıllık harç uygula­ması da bir nevi dolaylı vergidir. Daha da ötesi, bu meslek men­supları içerisinde dürüst çalışıp gelirini tam beyan edenlerin na­sıl ayrı değerlendirileceği me­rak konusu. Bunun yerine, bu tür meslek gruplarına yönelik yapay zekâ destekli ciddi denetimlerle gelir üzerinden alınacak vergile­rin artırılmasıdır.

Mesken kiralarına da stopaj uygulanacağı

İdare, birçok konuda olduğu gi­bi gerçek kişilere ait kira gelir­lerinde yıllardır devam etmekte olan kayıt dışılıkla mücadelede arzu edilen başarıya ulaşama­mıştır. Düşük kontrat yapılma­sı, elden kira tahsil edilmesi gibi durumlar maalesef devam etmektedir. Bilindiği gibi, uzun yıllardır gerçek kişilere ait işyeri kira gelirlerine %20 stopaj uy­gulanmaktadır.

Son günlerde kamuoyuna yansıyan haberlerde, yakında TBMM’ye gelecek vergi pake­tinde gerçek kişilere ait mes­ken kira gelirlerine de %20 stopaj uygulaması düşünül­mekte. Bize göre, bu son dere­ce hatalı ve başarısız bir sistem olacaktır. Bu durumda, stopaj yükü kiracılara yansıyacağın­dan daha çok düşük kontratlara ve vergi kaybına yol açacaktır.

Gündemden hiç düşmeyen vergi affı

Bilindiği gibi, ülkemizde nere­deyse 2-3 yılda bir çeşitli vergi afları çıkarıldı. Tüm aflarda ol­duğu gibi, arzu edilen sonuç alı­namadığı için hep tekrarlandı. Durum böyle olunca, vergi mü­kellefleri de bu yıl yine vergi affı beklentisi içerisine girmiş bulu­nuyor. Genel olarak vergi aflarına karşıyım ancak gelinen noktada aşağıdaki “reform” niteliğinde­ki önerilerimi tekrarlama ihtiya­cı duydum.

-Ticari ehliyete sahip 18 yaş ve üzeri tüm vatandaşlar (ba­zı istisnalar hariç) mevcut var­lıklarını (menkul, gayrimenkul) bir defalık en geç 31/12/2025 tarihine kadar Hazine ve Ma­liye Bakanlığı’na beyan etmeli. Beyan edilecek varlıklar üzerin­den bir defalık %1-2-3 oranın­da vergi alınmalı. Beyan edilen varlıklar, dönem başı varlık ola­rak kabul edilerek 31/12/2025 tarihi milat kabul edilmeli. Dü­zenleme sonrası, 1/1/2026 tari­hinden itibaren kişilerin var­lıklarında meydana gelen artış ve para hareketleri sor­gulanmalı, nereden buldun denilebilmeli.

-Kayıt dışılığı önlemek için, 1/1/2026 tarihinden itibaren E-Devlet sistemi üzerinden tica­ri ehliyete sahip herkesin yıllık gelir vergisi beyanında bulun­ması sağlanmalı.

-Mevcut vergi mükellefi olan gerçek ve tüzel kişi kuruluşlar için ise; son bir defalık biriken borçlara yapılandırma, mat­rah artışı, stok affı, fiktif he­saplar v.b bir af düzenlemesi yapılmalı.

Sonuç olarak; adil bir vergi sistemi için, tüm vergi kanunla­rının güncellenerek, gereksiz ve haksız hükümlerin kaldırılarak dolaysız vergiler yerine dolaysız vergilere ağırlık verilmeli. Geçi­ci ve tabiri caizse günü kurtar­mak yerine kalıcı ve sürdürülebi­lir çözümler üretilmesiyle daha sağlıklı bir vergi sistemine ka­vuşmak önemli bir beklentidir. Sorunların tekrar etmemesi için, tüm taraflar üzerine düşen so­runlulukları yerine getirmelidir.

Hazır Site by Uzman Tescil