Özelge Sayı : B.07.1.GİB.4.34.16.01-120[103-2017/1210]-792903
Konu : Birleşme dolayısıyla işvereni değişen personelin ücret gelirinin vergilendirilmesi.
İSTANBUL VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
Gelir Kanunları Gelir Ve kurumlar Vergileri Grup Müdürlüğü
İlgi:26/12/2017 tarih ve 2310415 sayılı özelge talep formu.
İlgide kayıtlı özelge talep formunda, … A.Ş. ile … San. ve Tic. Ltd. Şti. nin tasfiyesiz infisah yoluyla tüm aktif ve pasifleri ile birlikte kül halinde devralınmak suretiyle birleştiği, söz konusu birleşme neticesinde … San. ve Tic. A.Ş.’nin kurulduğu, personelin de yeni kurulan şirkette çalışmaya devam ettiği belirtilerek, söz konusu personelin ücret gelirlerinin vergilendirilmesinde, daha önce çalıştıkları şirketten elde ettikleri ücret gelirlerine ilişkin kümülatif matrahın yeni kurulan şirkette elde edecekleri ücret matrahı ile ilişkilendirilmesinin gerekip gerekmediği hususunda bilgi talep edildiği anlaşılmakta olup konu hakkında Başkanlığımız görüşü aşağıda açıklanmıştır.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 61 inci maddesinde, “Ücret işverene tabi ve belirli bir işyerine bağlı olarak çalışanlara hizmet karşılığı verilen para ve ayınlar ile sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerdir.
Ücretin ödenek, tazminat, kasa tazminatı (Mali sorumluluk tazminatı), tahsisat, zam, avans, aidat, huzur hakkı, prim, ikramiye, gider karşılığı veya başka adlar altında ödenmiş olması veya bir ortaklık münasebeti niteliğinde olmamak şartı ile kazancın belli bir yüzdesi şeklinde tayin edilmiş bulunması onun mahiyetini değiştirmez…” hükmüne, 62 nci maddesinde, “İşverenler hizmet erbabını işe alan, emir ve talimatları dahilinde çalıştıran gerçek ve tüzel kişilerdir.” hükmüne yer verilmiştir.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 86 ncı maddesinde ise “Aşağıda belirtilen gelirler için yıllık beyanname verilmez, diğer gelirler için beyanname verilmesi halinde bu gelirler beyannameye dahil edilmez.
1- Tam mükellefiyette
…
b) Tek işverenden alınmış ve tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretler (birden fazla işverenden ücret almakla beraber, birden sonraki işverenden aldıkları ücretlerinin toplam 103’üncü maddede yazılı tarifenin ikinci gelir diliminde yer alan tutarı aşmayan mükelleflerin, tamamı tevkif suretiyle vergilendirilmiş ücretleri dahil)…” hükmü yer almıştır.
Bu hüküm ve açıklamalara göre, … A.Ş.nin … San. ve Tic. Ltd. Şti. ile birleşmesi sonucu kurulan … San. ve Tic. A.Ş. de çalışan personel açısından, birleşme sonucu oluşan şirkette personelin çalışmaya devam ettiğinin kabulü ve söz konusu personelin eski şirketten elde ettikleri ücret gelirleri ile yeni kurulan şirkette elde ettikleri ücret gelirlerinin toplamının aynı işverenden elde edilen ücretler olarak Gelir Vergisi Kanununun 103 üncü maddesinde yer alan vergi tarifesinde belirtilen oranlar uygulanmak suretiyle vergilendirilmesi gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Özelge Sayı : 62030549-120[37-2018/569]-788601
Konu : Motosiklet ile mobil uygulaması kapsamında yolcu taşımacılığı faaliyetinden dolayı basit usul mükellefiyetinin tesis edilip edilmeyeceği ve NACE kodu tanımlanması.
İstanbul Vergi Dairesi Başkanlığı
GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 37 nci maddesinde, her türlü ticari ve sınaî faaliyetlerden doğan kazançların ticari kazanç olduğu belirtildikten sonra, ticari kazancın, Vergi Usul Kanunu hükümlerine ve Gelir Vergisi Kanununda yazılı gerçek (Bilânço veya işletme hesabı esası) veya basit usullere göre tespit edileceği hükme bağlanmıştır.
Aynı Kanunun 46 ncı maddesinde, 47 ve 48 inci maddelerde yazılı şartları topluca haiz olanların ticari kazançlarının basit usulde tespit olunacağı belirtilmiş, anılan maddelerde ise basit usule tabi olmanın genel ve özel şartları açıklanmıştır.
Diğer taraftan, aynı Kanunun 51 inci maddesinde, basit usulde vergilendirmeden faydalanamayacak olanlar bentler halinde sayılmış olup, 10 uncu bendinde, “Şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığı yapanlar ile treyler, çekici ve benzerlerinin sahip veya işleticileri (Yapısı itibariyle sürücüsünden başka ondört ve daha aşağı oturma yeri olan ve insan taşımaya mahsus motorlu kara taşıtları ile yolcu taşıyanlar hariç).” hükmüne yer verilmiştir.
Konuyla ilgili olarak yayımlanan 128 Seri No.lu Gelir Vergisi Genel Tebliğinde de, Gelir Vergisi Kanununun 51 inci maddesinde sözü geçen şehirlerarası yük ve yolcu taşımacılığından kastın, bir il dahilinden diğer bir il dahiline yapılan yük ve yolcu taşımacılığının olduğu, aynı il sınırları içinde yapılan yük ve yolcu taşımacılığın ise şehirlerarası taşımacılık sayılmayacağı açıklamasına yer verilmiştir.
Ayrıca söz konusu vergi dairesi ile yapılan yazışma neticesinde, 02/04/2018 tarih ve 1131654 sayılı işe başlama bildirimi ile motosiklet ile taşımacılık faaliyeti ile iştigal etmek üzere mükellefiyet açılmasının talep edildiği, basit usule tabi olmanın genel ve özel esasları ile ilgili şartlar dikkate alınarak konu hakkında talebinizi karşılayacak 532009 NACE kodu ile motorlu kurye faaliyeti türünde basit usulde vergi mükellefiyet kaydı açıldığı, ayrıca, 13/04/2018 tarihinde yapılan elektronik yoklamada da kurye faaliyetlerini gerçekleştirdiğinizin beyan edildiği anlaşılmıştır.
Buna göre, Gelir Vergisi Kanununun 47 ve 48 inci maddelerinde yer alan basit usule tabi olmanın genel ve özel şartlarının topluca taşınması halinde, söz konusu motosiklet ile mobil uygulaması kapsamında yapılacak şehir içi yolcu taşımacılığı ve kurye faaliyeti dolayısıyla basit usulde mükellefiyet kaydının yapılması mümkün bulunmaktadır. Basit usule ilişkin şartların sağlanamaması halinde ise ticari kazanç hükümlerine göre gerçek usulde vergilendirileceğiniz tabiidir.
VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
Faaliyet (NACE) kodları, Avrupa Topluluğunda Ekonomik Faaliyetlerin İstatistiki Sınıflaması (NACE Altılı Faaliyet) olarak adlandırılmakta olup, Avrupa’da ekonomik faaliyetlerle ilgili istatistiklerin üretilmesi ve yayılmasına yönelik bir başvuru kaynağı olarak kullanılmaktadır. NACE kodlamasında faaliyet kodlarına göre iş yerlerine/işletmelere altı haneli bir kod verilmektedir. Ülkemizde birçok alanda yürütülen Avrupa Birliğine uyum çalışmaları kapsamında NACE kodu uygulaması da kullanılmaya başlanmış olup Gelir İdaresi Başkanlığı tarafından da NACE kodları kullanılmaktadır.
NACE kodu, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) tarafından belirlenir. 19/01/2005 tarihli Resmi Gazete’de yayımlanmış olan Odalarda Mesleklerin Gruplandırılması Hakkında Yönetmeliğe göre anılan Birlik (TOBB) rehberde yer alan mesleklerin gerektiğinde değiştirilmesine, çıkarılmasına veya ticaret ve sanayide meydana gelen gelişmeler sonucunda teşkiline lüzum görülen yeni mesleklerin rehbere eklenmesine yetkilidir.
Bu itibarla, yapılan faaliyete ilişkin kodun (NACE kodu) tanımlanmasına ilişkin olarak anılan Birlik (TOBB) yetkili olduğundan, buna ilişkin başvurunuzun Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’ne yapılması gerekmektedir.
Bilgi edinilmesini rica ederim.
Özelge Sayı : 62030549-120[37-2018/569]-788601
Konu : Avukat tarafından icra takibindeki dosyalara ilişkin olarak yapılan tebligat masraflarının vergilendirilmesi ve belge düzeni hk.
ANKARA VERGİ DAİRESİ BAŞKANLIĞI
I-GELİR VERGİSİ KANUNU YÖNÜNDEN:
193 sayılı Gelir Vergisi Kanununun 65 inci maddesinde, “Her türlü serbest meslek faaliyetinden doğan kazançlar serbest meslek kazancıdır.
Serbest meslek faaliyeti; sermayeden ziyade şahsi mesaiye, ilmi veya mesleki bilgiye veya ihtisasa dayanan ve ticari mahiyette olmıyan işlerin işverene tabi olmaksızın şahsi sorumluluk altında kendi nam ve hesabına yapılmasıdır.
…” hükmüne,
Anılan Kanunun 67 nci maddesinde, “Serbest meslek kazancı bir hesap dönemi içinde serbest meslek faaliyeti karşılığı olarak tahsil edilen para ve ayınlar ve diğer suretlerle sağlanan ve para ile temsil edilebilen menfaatlerden bu faaliyet dolayısıyle yapılan giderler indirildikten sonra kalan farktır.
Müşteri veya müvekkilinden, serbest meslek faaliyeti ile ilgili olmak üzere para ve ayın şeklinde alınan gider karşılıkları kazanca ilave edilir.
Amortismana tabi iktisadi kıymetlerin elden çıkarılması halinde Vergi Usul Kanunu’nun 328’inci maddesine göre hesaplanan müspet fark kazanca eklenir.
Vergi, resim, harç, keşif, şahitlik, bilirkişilik ve ekspertiz gibi hususlara harcanmak üzere müşteri veya müvekkilden alınan ve tamamen bu hususlara sarf edilen para ve ayınlar kazanç sayılmaz.
…” hükmüne,
yer verilmiştir.
Aynı Kanunun 68 inci maddesinde serbest meslek kazancının tespitinde hasılattan indirilebilecek giderler bentler halinde sayılmış olup söz konusu giderlerin, serbest meslek kazancının tespitinde gider olarak indirilebilmesi için kazancın elde edilmesi ve idamesi ile açık ve doğrudan bir bağının bulunması, yapılan işin mahiyetine uygun olması ve iş hacmi ile mütenasip olması gerekmektedir.
Buna göre, Vakıflar Bankası T.A.O. ile aranızda düzenlenen sözleşme gereğince, bankaya borçlu kişilere yönelik olarak tarafınızca yürütülecek yasal takip ve bu takiplerle bağlantılı davalar kapsamında, tarafınızca PTT aracılığı ile yapılan posta giderlerini, serbest meslek kazancınızın tespitinde indirim konusu yapabilmeniz için söz konusu posta giderlerinin PTT tarafından adınıza fatura edilmesi gerekmekte olup, PTT tarafından icra dairesi adına fatura edilen söz konusu posta giderlerinin serbest meslek kazancınızın tespitinde indirim konusu edilmesi mümkün bulunmamaktadır.
II-VERGİ USUL KANUNU YÖNÜNDEN:
213 sayılı Vergi Usul Kanununun 227 nci maddesinin birinci fıkrasında, “Bu kanunda aksine hüküm olmadıkça bu kanuna göre tutulan ve üçüncü şahıslarla olan münasebet ve muamelelere ait olan kayıtların tevsiki mecburidir.” hükmü yer almakta olup, söz konusu kayıtların, esas itibarıyla, mezkûr Kanunun 229 ve müteakip maddelerinde yer alan belgelerden herhangi birisi ile tevsik edilmesi gerekmektedir.
Bu kapsamda, mezkûr Kanunun;
– 229 uncu maddesinde, “Fatura, satılan emtia veya yapılan iş karşılığında müşterinin borçlandığı meblağı göstermek üzere emtiayı satan veya işi yapan tüccar tarafından müşteriye verilen ticari vesikadır.”,
– 232 nci maddesinde, “Birinci ve ikinci sınıf tüccarlar kazancı basit usulde tespit edilenlerle defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçiler:
1. Birinci ve ikinci sınıf tüccarlara;
2. Serbest meslek erbabına;
3. Kazançları basit usulde tespit olunan tüccarlara;
4. Defter tutmak mecburiyetinde olan çiftçilere;
5. Vergiden muaf esnafa.
Sattıkları emtia veya yaptıkları işler için fatura vermek ve bunlara da fatura istemek ve almak mecburiyetindedirler.
…”
hükümlerine yer verilmiştir.
Bunun yanı sıra, mezkur Kanunun 229 uncu maddesindeki müşteri tanımından, malı satın alan veya kendisine iş yapılan gerçek kişi veya tüzel kişi anlaşılması gerekmekte olup düzenlenecek olan faturaların bu kişiler adına düzenlenmesi icap etmektedir.
Buna göre, borçlulara yönelik olarak icra daireleri tarafından düzenlenen ödeme emri evrağının PTT tarafından tebliğ edilmesi hizmetinde evrakı gönderen, bir başka deyişle hizmeti alan icra daireleri olduğundan, bu hizmete ait faturanın ilgili icra dairesi adına düzenlenmesinde mezkur Kanuna aykırılık bulunmamaktadır.
Bilgi edinilmesini rica ederim.