Hüseyin GÖKÇE
Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek’in önceki gün TRT yayınında bahsettiği Asgari Kurumlar Vergisi 1990’lı yılların ilk yarısında Türkiye’de uygulanmış ve 1999 yılında kaldırılmıştı.
Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın tekrar bu alanda çalışma yapması, fiiliyatta ödenen kurumlar vergisi oranının çok düşük kalmasından kaynaklanıyor. Yeni Ekonomi Danışmanlık A.Ş Kurucu Ortağı Nazmi Karyağdı’ya göre, kurumlar vergisi oranı yüzde 25 olmasına rağmen beyan edilen matrah ile ödenen vergi tutarını gösteren ‘efektif vergi oranı’ yüzde 13-15 bandına gerilemiş durumda.
Başka bir ifade ile Kurumlar Vergisi Kanununda yer alan istisnalar sebebiyle yüzde 25 olan vergi oranı, gerçekte yüzde 13-15 oranında tahsil edilebiliyordu.
EKONOMİ’nin edindiği bilgilere göre Bakan Mehmet Şimşek’in açıklamaları doğrultusunda yurt içindeki işletmelere yönelik asgari kurumlar vergisi uygulanmasının kararlaştırılması halinde, mükelleflerin kâr edip etmediğine bakılmaksızın yüzde 10-yüzde 15 arasında bir asgari kurumlar vergisi uygulanacak. Bunun hayata geçirilmesi durumunda, gelir vergisi mükellefleri için ise yine geçmiş yıllarda olduğu gibi hayat standardı uygulaması da büyük ihtimalle yeniden başlayacak.
İştirak kazançları dışında istisnalar kaldırılarak da yapılabilir
Şu anda Kurumlar Vergisi Kanunu’nun ‘istisnalar’ başlıklı 5’inci maddesinde yaklaşık 30 adet istisna bulunuyor. Asgari Kurumlar Vergisinin ilk uygulama döneminde ‘iştirak hisseleri istisnası’ dışındaki istisnalar üzerinden vergilendirme yapılmıştı.
Bakan Mehmet Şimşek, bir süre önce yaptığı açıklamada da vergi istisnalarını yeniden ele alacaklarını söylemişti. Bakanlığın bu konuda yapacağı çalışmada, istisnaları kaldırarak bir nevi asgari vergi getirebileceği belirtiliyor. Yani ‘yararlanılan istisna tutarı ne olursa olsun’ yüzde 10 veya yüzde 15 vergi getirilmesinin, her istisna için ayrı düzenleme yapma zorunluluğunu da ortadan kaldırabileceği vurgulanıyor.
Küresel Asgari Kurumlar Vergisi toplam vergi gelirini düşürecek
Bakan Mehmet Şimşek’in bahsettiği küresel asgari kurumlar vergisi ise çok uluslu şirketlerin vergiden kaçınmak için şirket merkezlerini vergi oranları düşük ülkelere kaydırmaları sonucu oluşan vergi kaybının giderilmesini amaçlıyor. Bu düzenleme küresel cirosu 750 milyon Euro ve üzerinde olan şirketlerin faaliyet gösterdikleri ülkelerde vergi oranı ne olursa olsun yüzde 15 kurumlar vergisi ödemesini öngörüyor.
Nazmi Karyağdı, OECD bünyesinde uygulanması öngörülen Küresel Asgari Kurumlar Vergisi’nin Türkiye’ye uyarlanması halinde ülkenin toplam vergi geliri kaleminde azalma olacağını söyledi. Karyağdı, mükerrer vergilendirme olmaması için uluslararası şirketlerin hâlen tabi oldukları Dijital Hizmetler Vergisi’nin, küresel asgari kurumlar vergisi ile yürürlükten kaldırılacağını bildirdi.
Türkiye bu kalemden, 2022’de 5 milyar 475 milyon lira, 2023 yılında 10 milyar 310 milyon lira tahsilat yapmıştı.
TEPAV da kademeli vergi önerdi
Öte yandan TEPAV Program Danışmanı Hakan Yılmaz tarafından hatırlanan değerlendirme notunda ise istisnaların, toplam vergi gelirlerinin yüzde 25’ini oluşturduğuna dikkat çekilerek, vergi sistemindeki istisna ve muafiyetlerin kapsamlı şekilde gözden geçirilmesi önerildi.
Notta, vergilenmeyen veya kısmen vergilenen kayıt dışı kalan alanların ve özellikle kentsel rantların vergi kapsamına alınması önerisi getirildi.
Ayrıca ekonomik dalgalanmalardan etkilenmeyen veya daha az etkilenen sektörlerin getirilen teşviklerden yararlanmalarını sınırlandırmaya yönelik tedbirler geliştirilmesi yanı sıra artan oranlı tarifede uygulamada istisnalardan yararlanma seviyesine göre değerlendirilebileceği kaydedildi.