Vergi sistemimizin en temel taşlarından biri olan Katma Değer Vergisi (KDV), iş dünyasının her alanına dokunan bir vergi türüdür. Ancak ne yazık ki, bu kadar kritik bir vergiye ilişkin düzenlemeler yapılırken sahada bu vergiyi beyan eden, uygulayan ve yükünü taşıyan meslek grubu yani mali müşavirler göz ardı edilmektedir. Son günlerde yaşanan değişiklikler, bunun en somut örneğini teşkil etmektedir.

Yıl Ortasında Yapılan Değişikliğin Mantıksızlığı

Eylül 2025 itibarıyla KDV beyannamesine getirilen yeni versiyon ve tablo/kod düzenlemeleri, sahada bir deprem etkisi yaratmıştır. Zira yılın ortasında, hatta son çeyreğe girilmişken, hem yazılımlar hem de uygulamalar kökten değiştirilmiştir. Oysa bu tür köklü değişikliklerin mantıklı olanı, yıl başından itibaren uygulanmasıdır. Böylece hem işletmeler hem de mali müşavirler planlarını buna göre yapabilir, defter ve kayıt sistemlerini uyumlu hale getirebilirdi.

Bugün gelinen noktada, mali müşavirler hem geçmişte verdikleri beyannameleri kontrol etmek zorunda kalmış hem de yeni dönemde tamamen farklı kodlarla işlem yapmak durumunda kalmıştır. Bu, sadece iş yükünü artırmak değil; aynı zamanda ciddi hata riskleri yaratmaktır.

Mali Müşavirlere Yapılan Eziyet

KDV beyanındaki bu ani değişiklik, en çok mali müşavirleri yormuştur. Çünkü:

• Her mükellefin Z raporları, satış fişleri, farklı oranlı satışları tek tek yeniden ayrıştırılmak zorunda kalmıştır.

• Defter Beyan Sistemi ve Luca gibi yazılımlar apar topar güncellenmiş, ancak kullanıcı tarafında belirsizlikler doğmuştur.

• Aynı dönem için farklı kurallar uygulanmış, bu da kafa karışıklığını artırmıştır.

Meslek mensuplarına “yükü sırtla, hatasız yap, yetiştir” denmiş ama bu yükü taşırken ne zaman ne de emek dikkate alınmıştır. Bu noktada mali müşavirlerin serzenişi haksız değildir: “KDV’yi mükellef değil biz veriyoruz; ama yükün tüm ağırlığını biz çekiyoruz.”

Pilot Uygulama Gerçeği

Gelir İdaresi Başkanlığı, Eskişehir ve Kırşehir illerini pilot bölge olarak seçmiş ve 1 Eylül 2025 itibarıyla bu illerde mükelleflerin beyannamelerini Dijital Vergi Dairesi üzerinden “e-Beyan” sistemi ile göndermelerini zorunlu hale getirmiştir.

Pilot uygulamanın mantığı normalde şudur: Önce sınırlı sayıda il veya mükellef grubu üzerinde test edilir, yaşanan sıkıntılar görülür, çözümler üretilir, ardından tüm ülkeye yayılır. Böylece geçiş sancısız olur.

Ne var ki, bu kez pilot bölgede uygulama başlamış olmasına rağmen tüm diğer iller de aynı anda yeni sisteme zorunlu olarak geçirilmiştir. Yani pilot bölge fiilen bir “göstermelik” olmuş, sorunlar görülüp düzeltilmeden bütün meslek camiası aynı yükün altına sokulmuştur.

Pilot ile Pilot Dışı İllerin Aynı Anda Geçirilmesi: Neden Hatalı?

• Pilot mantığını boşa çıkarıyor: Eğer tüm iller aynı anda geçiyorsa, pilot uygulamanın bir anlamı kalmamaktadır.

• Sorunları büyütüyor: Pilotta görülecek teknik arızalar veya yazılım uyumsuzlukları tüm ülkeye aynı anda yansımış oldu.

• İş yükünü artırıyor: Pilot bölgedeki sınırlı sayıdaki meslek mensubu yerine, binlerce mali müşavir aynı anda belirsizlikle boğuşmak zorunda bırakıldı.

• Eğitim ve bilgilendirme eksikliği: Pilot il meslek mensupları bile yeterince bilgilendirilmemişken, diğer illerdeki mali müşavirler tamamen hazırlıksız yakalandı.

Daha Uygun Bir Yol Ne Olabilirdi?

Elbette mümkündü.

• Bu düzenlemeler 1 Ocak 2026’dan itibaren devreye alınsaydı, geçiş süreci sağlıklı olurdu.

• Veya birkaç aylık pilot uygulama ile önce sorunlar görülüp düzeltilseydi, meslek mensupları böylesine bir şok yaşamazdı.

• Ayrıca mükellef ve meslek mensuplarına yeterli eğitim ve bilgilendirme imkânı sunulsaydı, iş yükü bu denli ağırlaşmazdı.

Son Söz: Sitemimizdir

Biz mali müşavirler, zaten her ay sayısız beyan, bildirim ve rapor arasında nefes almadan çalışıyoruz. Teknolojiye ayak uyduruyoruz, mükellefi bilgilendiriyoruz, devletin gelirini düzenli toplamasına aracılık ediyoruz. Buna rağmen, sahayı hiç düşünmeden yapılan bu ani değişiklikler karşısında adeta “robot” muamelesi görüyoruz.

Vergi politikalarını hazırlayanlara sesleniyoruz: Bir düzenleme yapmak kolaydır, ancak o düzenlemeyi uygulayacak olanların yükünü hesaba katmak asıl işin sorumluluğudur. Eylül ayında yapılan bu değişiklik, pilot bölge illeriyle pilot bölge dışı illeri hiçbir ayrım yapmadan aynı anda zorlamasıyla, akılcı değil, adil hiç değil.

Mali müşavirler her türlü zorluğa rağmen görevini yapar, ama unutmayın: sürekli sırtımıza yük bindirmek, mesleğin sürdürülebilirliğini bitirir.